Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
Büyük-Eşittir Greater than or equal to

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
büyük Almanya ülküsü peşinde olan kimse
  • [N] Pan-German
aşırı büyük
  • [PREF] megalo-
Bir bardak büyük boy bira alabilir miyim?
  • [PHR] pint: May I have a pint of beer?
büyük bardak
  • [N] tumbler, rummer, schooner, stein, stoup
başından büyük işe girişmek
  • [ID] bite off more than one can chew
büyük bira bardağı
  • [N] pint, tankard
borsada büyük oynayarak fiyatları etkileyen kimse
  • [N] bear
Daha büyük boyu var mı?
  • [PHR] large: Do you have a larger one?, size: Is it available in a bigger size?
boyunda büyük işe kalkışmak
  • [V] overreach oneself
Büyük Britanya
  • [NPR] United Kingdom, Britain: Great Britain
Büyük Britanyalı
  • [N] Briton
büyük
  • [A] big, large, wide, grand, enormous, great, almighty, long, high, major, maxi, elder, older, ample, bulky, capacious, capital, Cyclopean, end: no end, end: no end of, exalted, extended, handsome, healthy, keen, large-scale, magniloquent, mighty, precious, rousing, smart, star, stout, sublime, swingeing
  • [ADV] big
  • [N] senior
  • [PREF] great-, grand-, macro-, mega-, megalo-
  • [PREP] out
Bunlar çok büyük.
  • [PHR] big: These are too big.
Büyük araba tercih ederim.
  • [PHR] large: I prefer a large car.
çok büyük
  • [A] big: very big, giant, tremendous, large: extra large, fantastic, fantastical, fab, howling, sovereign, spanking, stratospheric, thumping, vast, voluminous, whale: a whale of, whopping
  • [PREF] hyper-
Daha büyük bir oda gösterir misiniz?
  • [PHR] large: Would you please show me a larger room?
Daha büyük bir şeyleriniz var mı?
  • [PHR] large: Do you have anything larger?
olduğundan büyük
  • [A] life: larger than life
büyük abdest yapmak
  • [V] two: do number two
büyük adam
  • [N] big-timer, dignitary