baby spot |
- [N] küçük projektör, ufak spot
|
|
beauty spot |
- [N] ben, güzellik beni, güzel manzaralı yer
|
|
black spot |
|
|
blind spot |
{'blaındspɒt}
- [N] kör nokta, anlaşılmayan nokta
|
|
heat spot |
{'hi:t,spɒt}
- [N] hararetten oluşan cilt kızarıklığı, ısıya hassas cilt bölgesi
|
|
hot spot |
- [N] sıcak bölge, sorunlu bölge, eğlence yeri, gece kulübü
|
|
inky spot |
|
|
johnny on the spot |
- [N] yardım: yardıma hazır kimse, hız: hızır gibi yetişen kimse
|
|
Do you have a more level spot? |
- [PHR] düzgün: Başka biraz düzgün yer var mı?
|
|
penalty spot |
- [N] penaltı noktası, yedi metre noktası {hokey}
|
|
plague spot |
- [N] veba lekesi, vebalı bölge, sorunlu bölge
|
|
the most sensitive spot |
|
|
sensitive spot |
|
|
shady spot |
|
|
sore spot |
|
|
spot |
{spɒt}
- [A] peşin para ile yapılan, hemen teslim edilen
- [N] nokta, benek, leke, puan, yer, olay yeri, ayıp, reklâm, reklâm spotu, azıcık miktar, zor durum, gece klübü, eğlence yeri, spot, sahne ışığı
- [V] benek yapmak, lekelemek, nokta yapmak, beneklemek, seçmek, ayırt etmek, görmek, tanımak, yerleştirmek, yerine koymak, yerini saptamak, lekelenmek, benek benek olmak
|
|
in the spot |
|
|
on the spot |
- [A] tehlikede
- [ADV] olay yerinde, oracıkta, hemen
|
|
spot announcement |
- [N] reklâm spotu, kısa reklâm
|
|
spot ball |
- [N] siyah noktalı beyaz bilardo topu
|
|
|