Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
v.farket:n.spot spot

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
baby spot
  • [N] küçük projektör, ufak spot
beauty spot
  • [N] ben, güzellik beni, güzel manzaralı yer
black spot
  • [N] çok kaza olan yer
blind spot {'blaındspɒt}
  • [N] kör nokta, anlaşılmayan nokta
heat spot {'hi:t,spɒt}
  • [N] hararetten oluşan cilt kızarıklığı, ısıya hassas cilt bölgesi
hot spot
  • [N] sıcak bölge, sorunlu bölge, eğlence yeri, gece kulübü
inky spot
  • [N] mürekkep lekesi
johnny on the spot
  • [N] yardım: yardıma hazır kimse, hız: hızır gibi yetişen kimse
Do you have a more level spot?
  • [PHR] düzgün: Başka biraz düzgün yer var mı?
penalty spot
  • [N] penaltı noktası, yedi metre noktası {hokey}
plague spot
  • [N] veba lekesi, vebalı bölge, sorunlu bölge
the most sensitive spot
  • [N] can alıcı nokta
sensitive spot
  • [N] hassas nokta
shady spot
  • [N] gölgelik
sore spot
  • [N] bamteli
spot Dinle! {spɒt}
  • [A] peşin para ile yapılan, hemen teslim edilen
  • [N] nokta, benek, leke, puan, yer, olay yeri, ayıp, reklâm, reklâm spotu, azıcık miktar, zor durum, gece klübü, eğlence yeri, spot, sahne ışığı
  • [V] benek yapmak, lekelemek, nokta yapmak, beneklemek, seçmek, ayırt etmek, görmek, tanımak, yerleştirmek, yerine koymak, yerini saptamak, lekelenmek, benek benek olmak
in the spot
  • [ADV] herkesin ağzında
on the spot
  • [A] tehlikede
  • [ADV] olay yerinde, oracıkta, hemen
spot announcement
  • [N] reklâm spotu, kısa reklâm
spot ball
  • [N] siyah noktalı beyaz bilardo topu

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
spot
  • [N] spot, spotlight
spot fiyat
  • [N] spot price
ufak spot
  • [N] baby spot
v.farket:n.konu matter
v.farket:adj.farkedilen perceived
farket realize
v.farket:adj.lekelenmiş spotted
n.lekeleme:v.farket:prep.farkederek spotting
v.farket:n.benek spot
Birden Çok Spot Multi Spot
spot fiyat spot price n.
ufak spot baby spot n.
v.farket:n.benek spot [tech.]