İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
dene |
{di:n}
- [N] korulu derin vadi, kumlu sahil yolu, kum tepeciği
|
|
dene-hole |
|
|
dene |
i. {ing}. deniz kenarında bulunan kumlu yol veya tepe. |
|
dene |
{ing} deniz kenarında bulunan kumlu yol veya tepe. |
|
dene hole |
yapay mağara |
i. |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
asıl örnek |
|
|
bir örnek |
|
|
canlı örnek |
- [N] personification, incarnation
|
|
elle örnek alma |
|
|
en kötü örnek |
|
|
geçmiş örnek |
|
|
ilk örnek |
|
|
iyi örnek |
|
|
iyi örnek olan |
|
|
kıyas edilen örnek |
|
|
kötü örnek |
|
|
kusursuz örnek |
|
|
mükemmel örnek |
|
|
örnek |
- [A] exemplary, pattern, reference, representative, sample
- [N] example, sample, pattern, specimen, model, type, copy, exemplar, version, exemplification, guide, illustration, instance, lead, norm, object lesson, precedent, representative, sampling, trial, type specimen
|
|
örnek alınan şey |
|
|
örnek alınmak |
|
|
örnek almak |
- [V] copy, example: take an example by, example: take as an example, imitate, leaf: take a leaf out of one's book, pattern
|
|
örnek dava |
|
|
örnek göstermek |
- [ID] hold up as
- [V] exemplify
|
|
örnek insan |
|
|
|
|