İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
be up s.o.´s alley |
k. dili biri için biçilmiş kaftan olmak, {tam} birine göre olmak: This job is right up your alley. Bu iş tam sana göre. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
alley |
{'ælı}
- [N] geçit, dar yol, pasaj, patika
|
|
down one's alley |
|
|
up one's alley |
|
|
alley cat |
|
|
back alley |
|
|
blind alley |
- [N] çıkmaz sokak, sonu olmayan şey
|
|
blind-alley |
|
|
blind-alley occupation |
- [N] yükselme olanağı olmayan iş
|
|
bowling alley |
- [N] bovling pisti, bowling pisti
|
|
skittle alley |
{'skıtəl,ælı}
|
|
tin pan alley |
- [N] popçular, popçuların oturduğu semt
|
|
alley |
i. dar sokak, ara yol. |
|
alley |
i. geçit, dar sokak, pasaj, ara yol; patika; bowling oyununa mahsus dar yol. up his alley tam onun işi, biçilmiş kaftan. alley cat sokak kedisi. alleyway
i. binaları birbirine bağlayan geçit. |
|
alley |
i. bilye. |
|
alley |
dar yol |
|
blind alley |
1. çıkmaz sokak. 2. çıkmaz, açmaz. |
|
alley |
al.ley
äl'i
İsim
* dar sokak, ara yol. |
|
be up someone's alley |
Konuşma dili
* biri için biçilmiş kaftan olmak, {tam} birine göre olmak:
This job is right up your alley.
Bu iş tam sana göre. |
|
blind alley |
* çıkmaz sokak.
* çıkmaz, açmaz. |
|
alley |
geçit, dar sokak, pasaj, ara yol; patika; "bowlin |
|
|
|