Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
Don´t bother! Zahmet etmeyin!

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bother Dinle! {'bɒðər}
  • [N] sıkıntı, dert, zahmet, baş belâsı
  • [V] daraltmak, sıkmak, can sıkmak, musallat olmak, sinir bozmak, canını sıkmak, dert vermek, baş belâsı olmak, rahat vermemek, üzülmek, takmak, sinir etmek, rahatsız etmek
bother! {'bɒðər}
  • [INTRJ] baş belâsı!, Allah: Allah'ın belâsı!
May I bother you for a moment?
  • [PHR] rahatsız: Sizi bir dakika rahatsız edebilir miyim?
not to bother
  • [V] rahat bırakmak
bother about
  • [V] üzülmek, endişelenmek, aldırmak, canı sıkılmak
bother it!
  • [INTRJ] Allah: Allah'ın belâsı!
bother i. sıkıntı, zahmet.

f. canını sıkmak, rahatsız etmek.
bother f. canını sıkmak, sıkıntı vermek, üzmek, taciz etmek, rahatsız etmek; endişe etmek, merak etmek.
bother i. sıkıntı, sıkıcı bir iş veya durum, zahmet, üzüntü veren bir şey. Its no bother Bir şey değil Zahmet olmaz. bothersome

s. sıkıcı, üzücü.
bother both.er badh'ır İsim * sıkıntı, zahmet. Fiil * canını sıkmak, rahatsız etmek.
Don't bother! * Zahmet etmeyin!
bother sıkıntı, sıkıcı bir iş veya durum, zahmet, üzüntü
bother canını sıkmak, sıkıntı vermek, üzmek, taciz etmek,
bother v.rahatsız et:n.sıkıntı
bother about canını sık
bother with canını sık
bother canını sıkmak
bother rahatsız etmek
bother {with/about ile} zahmet etmek
bother zahmete girmek