Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
Can you please gift-wrap this for me?
  • [PHR] hediye: Bunu hediye paketi yapar mısınız?

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
accept a gift
  • [V] hediye almak, hediyeyi kabul etmek
Could I have a gift box?
  • [PHR] paket: Hediye paketi alabilir miyim?
gift Dinle! {gıft}
  • [N] hediye, armağan, doğuştan yetenek, hibe, bağış, yetenek, kabiliyet, Allah vergisi
don't look a gift horse in the mouth
  • [ID] üzüm: üzümünü ye bağını sorma
give as a gift
  • [V] hediye etmek
Greek gift
  • [N] hediye: zarara uğratmak için verilen hediye
Is there a gift shop nearby?
  • [PHR] hediyelik: Buralarda hediyelik eşya mağazası var mı?
I want to purchase a special gift.
  • [PHR] hediye: Özel bir hediye almak istiyorum.
This is a gift for a friend.
  • [PHR] hediye: Bu arkadaşım için bir hediye.
Where is the nearest gift shop?
  • [PHR] hediyelik: En yakın hediyelik eşya mağazası nerede?
gift shop
  • [N] hediyelik eşya mağazası
gift-wrap
  • [V] hediye paketlemek, hediye paketi yapmak
gift-wrapping
  • [N] hediye paketleme
gift of persuasion
  • [N] ikna yeteneği
Don´t look a gift horse in the mouth. Bahşiş atın dişine bakılmaz.
gift i.

f. hediye, armağan; istidat, hüner, kabiliyet; Allah vergisi, atiye, ihsan; huk. hibe, hediye verme hakkı;

f. hediye vermek, hibe etmek. Dont look a gift horse in the mouth. Bahşiş atın dişine bakılmaz. gifted

s. kabiliyetli, hünerli.
gift i.
1. hediye, armağan.
2. yetenek, istidat, Allah vergisi.
the gift of the gab konuşma yeteneği, cerbeze.
Don't look a gift horse in the mout * Bahşiş atın dişine bakılmaz.
gift gift gîft İsim * hediye, armağan. * yetenek, istidat, Allah vergisi.