undo |
{ʌn'du:}
- [V] açmak, çözmek, sökmek, telâfi etmek, bozmak, mahvetmek
|
|
undo stitches |
|
|
Skip Undo |
Geri Alı Geç |
|
undo |
f. {-did, -done} bozmak, iptal etmek; çözmek, açmak, sökmek; mahvetmek. undo the harm that has been done yapılan zaran telâfi etmek. Whats done cant be undone Olan oldu. leave nothing undone yapılmamış hiç bir şey bırak- mamak. |
|
undo |
f. {un.did,
undone} 1. çözmek, açmak: undo a knot düğümü çözmek. 2. bozmak, iptal etmek: The opposition party plans to undo the reforms made by the party in power. Muhalefet partisi iktidar partisinin yaptığı reformları iptal etmeyi planlıyor. 3. mahvetmek, felakete sürüklemek: It was his own stubbornness which undid him. Onu mahveden kendi inatçılığıydı. |
|
undo |
{yaptığını} geri almak |
|
undo |
geri almak |
|
Undo |
Geri Al |
|
Undo Add |
Eklemeyi Geri Al |
|
Undo command |
Geri alma komutu |
|
Undo Edit |
Düzenlemeyi Geri Al |
|
Undo has a keyboard shortcut: Ctrl-z |
Geri Alın klavye kısayolu: Ctrl-z |
|
Undo Last |
Geri Al |
|
Undo Last |
Sonuncuyu Geri Al |
|
Undo Last Action |
Son İşlemi Geri Al |
|
Undo Revisions |
Düzeltmeleri geri al |
|
undo the harm that has been done |
yapılan zararı telafi etmek. |
|
undo |
un.do
^ndu'
Fiil (D) undid, undone
* çözmek, açmak:
undo a knot
düğümü çözmek.
* bozmak, iptal etmek:
The opposition party plans to undo the reforms made by the party in power.
Muhalefet partisi iktidar partisinin yaptığı reformları iptal etmeyi planlıyor.
* mahvetmek, felakete sürüklemek:
It was his own stubbornness which undid him.
Onu mahveden kendi inatçılığıydı. |
|
undo the harm that has been done |
* yapılan zararı telafi etmek. |
|
undo |
{-did, -done} bozmak, iptal etmek; çözmek, açmak, |
|