undo |
{ʌn'du:}
- [V] açmak, çözmek, sökmek, telâfi etmek, bozmak, mahvetmek
|
|
undo |
f. {-did, -done} bozmak, iptal etmek; çözmek, açmak, sökmek; mahvetmek. undo the harm that has been done yapılan zaran telâfi etmek. Whats done cant be undone Olan oldu. leave nothing undone yapılmamış hiç bir şey bırak- mamak. |
|
undo |
f. {un.did,
undone} 1. çözmek, açmak: undo a knot düğümü çözmek. 2. bozmak, iptal etmek: The opposition party plans to undo the reforms made by the party in power. Muhalefet partisi iktidar partisinin yaptığı reformları iptal etmeyi planlıyor. 3. mahvetmek, felakete sürüklemek: It was his own stubbornness which undid him. Onu mahveden kendi inatçılığıydı. |
|
undo |
{yaptığını} geri almak |
|
undo |
geri almak |
|
|