İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
stall |
{stɔ:l}
- [N] ahır, koltuk, stand, tezgâh, koltuk (tiy.), sargı {parmak}, hız kaybedip düşme {uçak}, park yeri, oyalama, bahanelerle aldatma, vakit kazanmaya çalışma
- [V] oyalamak, hız: hızı kesilerek düşmek, zaman kazanmak, geciktirmek, saplanmak, durmak {motor}, stop etmek, hız: hızı kesilmek
|
|
stall |
i. 1. {ahırda tek bir büyükbaş hayvana ait} bölme. 2. {umumi yerlerde bölmelerle ayrılmış} duş/tuvalet yeri. 3. İng. {pazarda/sergide} tezgâh, stand. |
|
stall |
f. 1. {hayvanı} ahırdaki bölmeye kapatmak. 2. {motor} arızalanarak stop etmek; {motorun} arızalanıp stop etmesine yol açmak. 3. k. dili {vakit kazanmak için} {birini} oyalamak/işi savsaklamak; oyalamaya/savsaklamaya çalışmak. |
|
stall |
i. ahır; ahırda tek at için yapılmış bölme; küçük dükkân; hav. hız kaybedip bocalama: Oto. motorun durması; orkestra üyelerinin veya kilise korosunun oturduğu kısmen kapalı yer; araba park edecek yer; yaralı parmak sargısı; k.dili. oyun, düzen. |
|
stall |
f. ahırda kalmak; ahıra kapayıp beslemek; istemeyerek stop etmek, yük fazlalığından stop etmek {motor}; hav. hızını kaybedip düşmek üzere olmak; çamur veya kara saplanıp durmak; durdurmak; k.dili. soruşturmadan kaçınmak; tehir etmek, vakit kazanmaya çalışmak. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
|