Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
yasamak
  • [V] legislate
yaşamak
  • [V] dwell, exist, experience, live, subsist, taste
yaşamak
1. to live.
2. /da/ to live in, inhabit.
3. /ı/ to have, experience, or enjoy {a period of time, spell of weather}: Savaş yıllarını yaşadılar. They experienced the war years. Güzel bir sonbahar yaşıyoruz. We´re enjoying a beautiful fall.
4. /la/ to live on {a certain amount of money, food, etc.}.
5. to live well, enjoy life; to live in clover, have it made. Yaşa!
1. Thanks a lot!/Thanks a million!
2. Hurrah!/Hurray!/Bravo!
3. Well done!/Good for you! Yaşadık! We´re in clover!/We´ve got it made!
yasamak
1. to legislate, make laws.
2. /ı/ to set {something} in order, straighten up.
yasamak * to legislate, make laws. * to set {something} in order, straighten up.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
ahır gibi yerde yaşamak
  • [V] pig it, pig
aşk hayatı yaşamak
  • [V] shack up with
ayrı yaşamak
  • [V] separate
basit ve ilkel yaşamak
  • [V] rough it
basit yaşamak
  • [V] rusticate
bekâr hayatı yaşamak
  • [V] bach it
birlikte yaşamak
  • [V] live together, shack up with, cohabit
bolluk içinde yaşamak
  • [V] opulence: live in opulence, pace: go the pace, luxuriate
bölgede yaşamak
  • [V] range
çiftlikte yaşamak
  • [V] ranch
Çingene gibi yaşamak
  • [V] gipsy, gypsy
daha uzun yaşamak
  • [V] outlive, outlast, survive
dost hayatı yaşamak
  • [ID] sin: live in sin
dürüstçe yaşamak
  • [V] straight: be on the straight and narrow
evlenmeden beraber yaşamak
  • [V] cohabit
felekten bir gece yaşamak
  • [V] spree: go on a spree
gayesiz yaşamak
  • [V] drift
gecekondu mahallesinde yaşamak
  • [V] slum
gözlerden uzak bir hayat yaşamak
  • [V] obscure: live an obscure life
hayâl aleminde yaşamak
  • [V] ivory tower: live in an ivory tower