Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
wild Dinle! {waıld}
  • [A] delişmen, vahşi, yabani, barbar, dağınık, azgın {dalga}, fırtınalı, kızgın, sinirli, çılgın, hovarda, serkeş, çılgınca, rasgele, müthiş
  • [ADV] çılgınca, vahşice, başıboş bir şekilde
  • [N] ıssız, tenha
wild s.

i. yabani, yabanıl, vahşi; çılgın, deli gibi; arsız, terbiyesiz; hoyrat; zırzop; savruk; dönek, güvenilmez; hiddetli, azgın; fırtınalı; çok hevesli, meraklı; hükmedilmemiş; serseri {kurşun}; bazı iskambil oyunlarında kıymeti sabit olmayan {kart};

i. the ile çorak ve ıssız yer, çöl, kır, cengel. wild and wooly k.dili. vahşi, medenileşmemiş; gözü pek, atılgan. wild ass yaban eşeği. wild boar yaban domuzu, zool. Sus scrofa. wild cherry yabani kiraz. wild goose yaban kazı. wildgoose chase ele geçmez bir şeyin peşinden koşma. wild oats yaban yulafı. sow ones wild oats gençken fazla serbest bir hayat yaşamak. wild pitch {beysool} topun çok açığa atılması. wild rice su pirinci, yabani pirinç, bot. Zizania aquatica. Wild West A.B.D.nin eskiden medeniyetin girmediği batı tarafları. be wild about k.dili. çok beğenmek, bayılmak, {bir şey için} deli olmak. in wild disorder büyük karışıklık içinde. It drives me wild Beni çıldırtıyor Beni çileden çıkarıyor. run wild başıboş kalmak; yabanileşmek. wildly

z. vahşice, çılgınca. wildness

i. vahşilik, yabanilik.
wild s.
1. vahşi.
2. yabani, yabanıl, yaban.
3. çılgın.
4. asi, serkeş.
5. k. dili harika, süper, çok güzel.
wild wild wayld Sıfat * vahşi. * yabani, yabanıl, yaban. * çılgın. * asi, serkeş. Konuşma Dili * harika, süper, çok güzel.
wild yabani, yabanıl, vahşi; çılgın, deli gibi; arsız,

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
wild artichoke
  • [N] yabani devedikeni
wild boar
  • [N] yabandomuzu
wild-goose chase
  • [ID] koşma: olmayacak şeyin peşinden koşma
a wild guess
  • [N] kaba bir tahmin
wild marjoram
  • [N] yabani mercanköşk, farekulağı
sow one's wild oats
  • [ID] gençlikte çılgınlıklar yapmak
wild oat
  • [N] yaban yulafı
wild pear
  • [N] ahlat
wild service tree
  • [N] yabani üvez ağacı
talk wild about
  • [V] dem vurmak
be wild about
  • [V] deli olmak {bir şey için}
drive smb. wild
  • [V] azdırmak, çıldırtmak, deli etmek
run wild
  • [V] azmak, yabanileşmek, başıboş kalmak, başıboş büyümek
talk wild
  • [V] saçmalamak, saçma sapan konuşmak, lâfını bilmeden konuşmak
wild about
  • [A] beğenmek: çok beğenmek, meraklısı, delisi
wild goose {,waıld'gu:s}
  • [N] yabankazı
wild shot
  • [N] rasgele atış
be wild about k. dili -e hayran olmak, -e bayılmak.
drive s.o. wild
1. birini çıldırtmak.
2. birini çılgına çevirmek, birini çok kızdırmak.
go hog wild k. dili çılgınlaşmak, çılgınca davranmak, iyice azmak.