| 
							
								| spoil |  {spɔıl} 
 [N] yağma, yağma malı, ganimet, çalıntı mal, avanta, memuriyet {seçim kazanılınca}, kazanç[V] bozmak, kaçırmak, nazlı alıştırmak, berbat etmek, tadını kaçırmak, dozunu kaçırmak, şımartmak, yüz verip şımartmak, mahrum etmek, yağma etmek, çürümek, bozulmak
 |  |  
								| spoil | f. {-ed veya spoilt} bozmak,  yıkmak; azdırmak, şımartmak,  ahlakını bozmak; bozulmak, çürümek; azmak. spoil a joke şakanın  tadını kaçırmak. a spoiled  child şımarık ,çocuk. be spoiling for  kaşınmak, istemek, aramak. He is spoiling  for a fight. dövüşmek için  kaşınıyor. |  |  
								| spoil | i. gen. çoğ. yağma, çapul; çoğ.,  A.B.D., pol. yeni seçilenlerin  eline geçen  nüfuz kullanma fırsatı. spoils system A.B.D.  seçimi  kazanan parti üyelerine memuriyet  verme sistemi. |  |  
								| spoil | f. { 
 spoiled/
 
 spoilt}
 1. bozmak.
 2. {süt v.b.} bozulmak.
 3. {birini} şımartmak.
 |  |  
								| spoil | spoil
spoyl
Fiil (D) spoiled/spoilt
   * bozmak.
   * {süt v.b.} bozulmak.
   * {birini} şımartmak. |  |  |