spell |
{spel}
- [N] büyü, afsun, sihir, tılsım, büyüleme, büyülenme, alımlılık, çekıcilik, sıra, nöbet, vardiya, çalışma sırası, kısa süre, kısa mesafe, dönem, kriz {öksürük vb.}
- [V] hecelemek, imlâsını yazmak, diye okunmak, anlamına gelmek, nöbetini devretmek, yerine çalışmak, büyülemek, etkilemek
|
|
spell |
f. {ed veya spelt} hecelemek, imlâsını harf harf söylemek; söylemek, belirtmek, ifade etmek. spell out heceleyerek yahut güçlükle okumak, sökmek; harflerle kelime meydana getirmek; ayrıntılarıyle açıklamak. |
|
spell |
i.
f. büyü, afsun, sihir;
f. büyülemek. cast a spell on büyülemek, kuvvetle etkilemek. |
|
spell |
i,
f. nöbet, nöbet vakti, iş nöbeti; k.dili. süre, müddet; k.dili. kısa mesafe; {Avustruralya} tatil zamanı; nöbet değiştirme; {A.B.D.}, k.dili. kriz, nöbet;
f. nöbet değiştirerek serbest bırakmak. |
|
spell |
i. büyü. |
|
|