Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
road Dinle! {rəʋd}
  • [N] yol, cadde, karayolu, demiryolu (Amer.), maden geçidi, demirleme yeri
road i. yol.
road i. sık sık çoğ. dış liman, demirleyecek yer.
road i. yol; demiryolu. road cart iki tekerlekli binek arabası. road hog bütün yolu işgal eden şöför veya arabacı. road machine yolu düzeltme makinası. road metal{ ing.} yol yapmaya mahsus kırık taş Out of the road ! Yoldan çekil ! Destur ! take to the road yola düşmek; serseri olmak.
road i. yol.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
arterial road
  • [N] anayol, arter
astride a road
  • [ADV] yolun karşı tarafına
astride of a road
  • [ADV] yolun karşı tarafına
corduroy road
  • [N] kütüklerden yapılmış yol
the other end of the road
  • [N] ecel, yolun sonu
road hog {'rəʋdhɒg}
  • [N] yolun ortasından giden sürücü, kötü şöför, yolun ortasından giden şöför, saygısız ve bencil sürücü, trafiği karıştıran sürücü
hog the road
  • [V] yolu işgal etmek, yolun ortasından gitmek
main road {'meın,rəʋd}
  • [N] anayol
Do you have a road map?
  • [PHR] harita: Yol haritanız var mı?
road map {'rəʋd,mæp}
  • [N] harita: karayolu haritası, harita: yol haritası, plan: yol planı
middle-of-the-road {,mıdələvɵə'rəʋd}
  • [A] ılımlı, ılımlı politika yanlısı
one for the road
  • [N] son kadeh {giderayak}, yola çıkmadan son kadeh
accommodation road
  • [N] yol: tâli yol, yol: yan yol
ancillary road
  • [N] yol: yan yol, yol: tâli yol
be in smb.'s road
  • [ID] engel olmak, yoluna çıkmak
branch road
  • [N] yol: yan yol, sokak: ara sokak
dirt road
  • [N] yol: toprak yol
down the road
  • [ADV] yol boyunca
earth road
  • [N] yol: toprak yol
hold the road well
  • [V] yol tutuşu iyi olmak, yolu iyi kavramak