Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
deli Dinle! {'delı}
  • [N] hazır yemek ve salata dükkânı, hazır yemek, şarküteri, meze: mezeci dükkânı, meze: mezeler, meze, meze: soğuk meze

Türkçe » İngilizce Yukarı
deli
1. insane, crazy, mad.
2. lunatic, insane person.
3. idiotic, foolish {person}.
4. mad about; devotee {of}.

delisi crazy about: futbol delisi crazy about soccer.

deli alacası colloq. crazy-colored, wild with colors.

deli bal poisonous honey.

deli bayrağı açmak colloq. to fall madly in love.

deli çıkmak
1. to go crazy.
2. to blow one´s top, get angry.

deli divane olmak /a/ to be crazy about, be mad about, be a devotee of.

deliye dönmek
1. to jump with joy.
2. to get frantic, be in a frenzy.

delinin eline değnek vermek to give the whip hand to a harmful person.

deli etmek /ı/ to drive {someone} wild.

deli gibi
1. madly.
2. recklessly.

deli gömleği straitjacket.

deli güllabicisi formerly an attendant in a mental hospital.

deli güllabicisi gibi like a patient and indulgent nurse.

deli güllabiciliği etmek to indulge a spoiled person, pander to the whims of a spoiled person.

deliye her gün bayram. proverb Every day is a holiday for a fool.

deli ırmak wild and torrential river.

deli kızın çeyizi gibi
1. scattered all over.
2. poorly chosen {clothes, furnishings}.

deli olmak /a/
1. to be madly in love {with}, be smitten {by}.
2. to be furious {with/about}.

deli olmak işten {bile} değil. It drives one crazy.

deli orman a vast and dense forest.

deli pösteki sayar gibi struggling with a thankless and repetitious job.

deli Raziye colloq. woman or girl who acts crazy.

deli saçması utter nonsense.

deli saraylı gibi {woman} oddly decked out in gaudy clothes.
deli * insane, crazy, mad. * lunatic, insane person. * idiotic, foolish {person}. * mad about; devotee {of}.
deli bats
deli batty
deli bonkers

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
deli dolu
1. mezeci dükkânı. hazır yemek ve salata dükkânı. soğuk meze.
deli (delicatessen) hazır yemek ve salata dükkânı, hazır yemek, mezeci dükkânı; mezeler, meze, soğuk meze; şarküteri i.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
deli gibi
  • [A] mad: like mad
  • [ADV] blaze: like blazes, madly, possessed: like a man possessed
deli gibi oraya buraya koşmak
  • [V] tear about
deli gibi sevmek
  • [N] distraction: love to distraction
deli gömleği
  • [N] straitjacket
deli gömleği giydirmek
  • [V] straitjacket
deli olma
  • [N] rave
deli olmak
  • [V] mad: be mad, be off, fit: have a fit, mad: be mad about, crazy: be crazy for, rave
deli olmak (bir şey için)
  • [V] wild: be wild about
deli olmak (için)
  • [V] rave about
deli raporu vermek
  • [V] certify
deli saçması
  • [A] raving
  • [N] nonsense: utter nonsense, raving, rigmarole, ravings
kâlbi deli gibi attıran erkek
  • [N] heartthrob
deli çıkmak * to go crazy. * to blow one's top, get angry.
deli divane olmak * to be crazy about, be mad about, be a devotee of.
deli etmek * to drive {someone} wild.
deli gibi * madly. * recklessly.
deli gömleği * straitjacket.
deli güllabiciliği etmek * to indulge a spoiled person, pander to the whims of a spoiled person.
deli güllabicisi gibi * like a patient and indulgent nurse.
deli kızın çeyizi gibi * scattered all over. * poorly chosen {clothes/furnishings}.