Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
büyütmek
  • [V] big: make big, enlarge, amplify, magnify, exaggerate, grow, raise, bring up, nourish, dramatize, overstate, soup up, aggrandize, augment, dilate, enhance, expand, foster, glorify, greaten, most: make the most of, nurture, rear
büyütmek
  • [V] blow up
 fot.
büyütmek /ı/
1. to enlarge, make bigger.
2. to magnify.
3. to exaggerate.
4. to bring up {a child}.
büyütmek * to enlarge, make bigger. * to magnify. * to exaggerate. * to bring up {a child}.
büyütmek breed

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
aşırı büyütmek
  • [V] to-do: make much to-do about
bolluk içinde büyütmek
  • [V] cocker up
Bu fotoğrafları büyütmek istiyorum.
  • [PHR] enlarge: I would like these photographs enlarged.
büyütmek (silindir)
  • [V] rebore
el bebek gül bebek büyütmek
  • [V] cosher
gözünde büyütmek
  • [V] over-estimate, overrate, awe: hold smb. in awe, idol: make an idol of
nazlı büyütmek
  • [V] spoonfeed
üzerine titreyerek büyütmek
  • [V] cocker up
vites büyütmek
  • [V] change up, gear up, shift up
gözünde büyütmek to blow up {something, someone} out of proportion
çocuk büyütmek * to bring up children.
gözünde büyütmek * to blow up {something/someone} out of proportion.
aşırı büyütmek make much to do about v.
bolluk içinde büyütmek cocker up v.
bu fotoğrafları büyütmek istiyorum. I would like these photographs enlarged.
büyütmek (silindir) rebore v.
el bebek gül bebek büyütmek cosher v.
gözünde büyütmek over estimate, overrate, hold smb. in awe, make an idol of v.
hedefini büyütmek raise one's sights v.
nazlı büyütmek spoonfeed v.