Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
afford Dinle! {ə'fɔ:rd}
  • [V] parası yetmek, gücü yetmek, bulabilmek, zaman ayırabilmek
afford f.
1. mali gücü yetmek, {bir şey için} parası olmak.
2. {bir şeyi} zarar görmeden yapabilmek: You can´t afford to make him angry. Onu kızdırabilecek durumda değilsin sen.
afford f. para dayandırmak; işine gelmek ; hâsıl etmek, meydana getirmek, mahsul vermek. I can-t afford this. Buna bütçem müsait değildir.
afford af.ford ıfôrd' Fiil * mali gücü yetmek, {bir şey için} parası olmak. * {bir şeyi} zarar görmeden yapabilmek: You can't afford to make him angry. Onu kızdırabilecek durumda değilsin sen.
afford para dayandırmak; işine gelmek ; hâsıl etmek, meyd

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
I can't afford to buy this.
  • [PHR] almak: Bunu satın almaya gücüm yetmez.
afford assistance
  • [V] yardım etmek
afford to
1. parası yetmek. gücü yetmek. bulabilmek. zaman ayırabilmek.
afford assistance yardım etmek f.
i can't afford to buy this bunu satın almaya gücüm yetmez.