Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
ward,-wards {sonek} -e doğru, yönünde.
ward,-wards {sonek} -e doğru, yönünde.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
casualty ward {'kæʒʋəltı,wɔ:rd}
  • [N] yaralılar koğuşu
isolation ward
  • [N] karantina odası
observation ward
  • [N] müşahede odası
ward Dinle! {wɔ:rd}
  • [N] gözetim, koğuş, hapishane, bölge, vesayet altındaki çocuk, vesayet, kilit dili, şato dış avlusu
  • [V] korumak, önlemek
in ward {'ınwərd}
  • [ADV] vesayet altında
keep watch and ward
  • [V] nöbet tutmak
ward heeler {wɔ:rd'hi:lər}
  • [N] bölge oylarını toplamaya çalışan-partili
ward in chancery
  • [N] mahkeme vesayetindeki çocuk, vesayet altındaki kişi
ward of court
  • [N] mahkeme vesayetindeki çocuk
ward off
  • [V] savuşturmak, atlatmak, önlemek {tehlike}, önlemek
ward sister
  • [N] koğuş hemşiresi
-ward sonek -e doğru, ... yönünde.
-wards sonek, bak. -ward.
casualty ward/department İng. acil servis.
emergency ward {hastanede} acil servis.
walk the wards viziteye çıkmak.
ward i.

f. koğuş; bölge, mıntıka; huk. vesayet altında bulunan çocuk; vesayet, koruma; kilit dili;

f. emniyetli yerde korumak. ward off savuşturmak, geçiştirmek, geri çevirmek. ward heeler A.B.D., {argo} semtin oylarını kazanmaya çalışan kimse.
ward i.
1. servis, koğuş: maternity ward doğum servisi. hospital ward hastane koğuşu.
2. bölge, semt: city ward kentin semtlerinden biri.
3. huk. vesayet altında bulunan kimse.

f.
ward off
1. {darbeyi} engellemek, savuşturmak, etkisiz hale getirmek, {darbenin} etkisini azaltmak; {darbeden} korunmak.
2. {kötü bir şeyi} defetmek, savmak.
wards bak. ward.