kıyı |
- [A] inshore
- [N] side, edge, coast, sea coast, shore, bank, brink, littoral, strand, waterside
|
|
kıyı balıkçılığı |
|
|
kıyı boyu limanlar arasında ticaret yapmak |
|
|
kıyı boyunca |
- [A] coastwise
- [ADV] shore: along the shore, coastwise, alongshore
|
|
kıyı boyunca işleyen ticari gemi |
|
|
kıyı ile ilgili |
|
|
kıyı kaplaması |
- [N] revetment: bank revetment
|
|
kıyı kesimi |
|
|
kıyı koşarı |
|
|
kıyı koşarı (kuş) |
|
|
kıyı seyri |
|
|
kıyı şeridi |
|
|
kıyı yakınında |
|
|
suların çekildiği kıyı |
|
|
kıyı |
1. shore; coast; bank. 2. edge, side. 3. outskirts.
kıyı balıkçılığı inshore fishing.
kıyıda bucakta/köşede in out-of-the-way places; in forgotten nooks and crannies.
kıyıya çıkmak to land, go ashore.
kıyı çukuru roadside ditch.
kıyı düzlüğü coastal plain.
kıyı gemiciliği intracoastal navigation.
kıyıdan gitmek 1. to go via the shore. 2. {for a boat} to travel inshore, hug the shore.
kıyı gölü lagoon.
kıyıya inmek to land, go ashore.
kıyıyı izlemek 1. to go via the coast. 2. {for a boat} to travel inshore, hug the shore.
kıyı kumulu coastal sand dune.
kıyı oku spit {of land}.
kıyı sıra hugging the shore, following the coastline, inshore.
kıyı suları coastal waters. |
|
kıyı |
* shore; coast; bank.
* edge, side.
* outskirts. |
|
kıyı balıkçılığı |
* inshore fishing. |
|
kıyı suları |
* coastal waters. |
|
yuvarlan |
get rolling |
|
yuvarlan |
got rolling |
|
|