İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
ağır ağır takip etmek |
|
|
birbirini takip etmek |
|
|
dava takip anlaşması |
|
|
izini takip etmek |
|
|
kokuyu takip etmek |
|
|
modayı takip eden |
|
|
modayı takip eden kimse |
- [N] fashion plate, dasher
|
|
modayı takip edenler |
- [N] fashionable: the fashionables
|
|
monitor |
|
|
orduyu takip eden fahişe veya yardakçı |
|
|
orduyu takip eden satıcı |
|
|
radarla takip etmek |
|
|
sinsice takip etmek |
|
|
takıp takıştırmak |
- [ID] tucker: put on one's best bib and tucker
|
|
takip |
- [N] pursuit, tracing, chase, chasing, follow-up, hunting, prosecution, pursuance
|
|
Beni takip etmekten vazgeç. |
- [PHR] follow: Stop following me.
|
|
Lütfen beni takip edin. |
- [PHR] follow: Follow me, please.
|
|
takip eden |
|
|
takip etme |
- [N] chasing, tracing, follow-up, consecution
|
|
takip etmek |
- [ID] wake: follow in smb.'s wake
- [V] chase, follow, follow up, track, come after, chase: give chase, dog, hound, prosecute, pursue, sleuth, tab: keep tabs on
|
|
|
|