Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
v.planla:n.plan plan
v.planla:n.plan schedule
v.planla:n.plan schema
v.planla:n.plan plan
v.planla:n.plan plan [tech.]

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
American plan
  • [N] pansiyon: tam pansiyon konaklama
draft plan
  • [N] taslak
European plan
  • [N] otelde yemek hariç oda ücreti, otelde oda ve yemekleri ayrı ayrı ödeme sistemi
game plan
  • [N] harekât planı
buy on the installment plan
  • [V] taksitle almak
installment plan
  • [N] taksit yöntemi
buy on the instalment plan
  • [V] taksitle almak
instalment plan
  • [N] taksit yöntemi
master plan {'mæstər,plæn}
  • [N] ana plân
open-plan office
  • [N] ofis: duvarlarla ayrılmamış ofis
plan Dinle! {plæn}
  • [N] plan, proje, tasarı, niyet, taslak, kroki
  • [V] planlamak, tasarlamak, plan yapmak, plan: planını çizmek
I plan to stay 2 weeks.
  • [PHR] planlamak: 2 hafta kalmayı planlıyorum.
plan ahead
  • [V] önceden planlamak
plan carefully
  • [V] ölçüp biçmek, ölçüp tartmak
I plan to go sightseeing.
  • [PHR] gezi: Bir gezi yapmak planlıyorum.
according to plan planlandığı gibi, planlanana uygun bir şekilde.
assembly plan montaj planı
channeling plan frekans planı
contingency plan beklenmedik durum plan
contingency plan beklenmedik durum planı

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
ana plân
  • [N] master plan
arka plân
  • [N] background, back seat, frame, distance: distances
ayrıntılı plân
  • [N] detail
geri plân
  • [N] background, rear, distance: distances
geri tepen plân
  • [N] boomerang
gizli plan kurmak
  • [V] compass
hayali plan
  • [ID] castle: castles in the air, castle: castles in Spain
hazırlamak (plân)
  • [V] formulate
ön plan
  • [N] foreground, forefront
plan
  • [N] plan, scheme, design, intention, layout, program, programme (Brit.), project, proposal, proposition, arrangement, blue print, chart, conspectus, idea, map, plot, set-up
plân üzerinde işaretlemek
  • [V] plot
plân yapan kimse
  • [N] plotter
plan yapmak
  • [V] plan
plan
1. plan; scheme; project.
2. plot {of a novel, short story, play}.

plan kurmak to plan something; to scheme. {...}

planda olmak {for something} to be of {a certain degree of} importance: Bu iş birinci planda. This job is of great importance. {...}

planda tutmak /ı/ to regard {something, someone} as being a thing or a person of {a specified degree of} importance. ikinci

plana düşmek to become a matter of secondary importance; to take a back seat to something else. ön

plana geçmek to become a matter of primary importance, come to the fore.
nâzım plan * plan {for regulating a city's development}.
plan * plan; scheme; project. * plot {of a novel/short story/play}.
plan kurmak * to plan something; to scheme.
mimari plan architectural plan
geri plan gürültüsü background noise
geri plan işlemi background processing