ani korku |
|
|
aşırı korku |
|
|
içine korku düşmüş |
- [A] assail: assailed by fear
|
|
korku filmi |
- [N] movie: horror movie, film: horror film
|
|
korku |
- [A] gothic
- [N] fear, fright, awe, scare, phobia, horror, affright, alarm, apprehension, dismay, dread, funk, misgiving, trepidation
|
|
korku dalgası |
|
|
korku duymak |
|
|
korku içinde |
|
|
korku ifade eden |
|
|
korku ile |
|
|
korku ile boyun eğdirmek |
|
|
korku veren |
|
|
korku vermek |
|
|
korku yaratan kimse |
|
|
korku yaratma |
|
|
korku romanı |
|
|
saygıyla karışık korku |
|
|
üzerine çökmek (korku vb.) |
|
|
yersiz korku |
|
|
korku |
fear; phobia; fright; dread; terror.
korku dağları bekler/bekletir/aşırır. proverb 1. Some people prefer to flee to the mountains and brave the elements, rather than suffer punishment or oppression. 2. Fear can get the best of people.
korkunun ecele faydası yoktur. proverb There is no use fearing the inevitable.
korku filmi horror movie.
korku saçmak to spread terror.
korku vermek /a/ to terrorize. |
|
|