beyindeki kirli kan kanalı |
|
|
kirli |
- [A] dirty, soiled, spotted, unclean, bedraggled, dingy, draggled, filthy, grimy, grubby, impure, smudgy, squalid
|
|
kirli beyaz |
|
|
kirli bir şekilde |
|
|
kirli çamaşır |
- [ID] skeleton: family skeleton, skeleton in the closet, skeleton in the cupboard
|
|
kirli çamaşırları açıklama |
|
|
kirli çamaşırları açıklayan makale |
|
|
kirli çamaşırlarını açığa çıkarmak |
|
|
kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak |
|
|
kirli işleri yürüten kimse |
|
|
kirli (kan) |
|
|
kirli kan |
|
|
kirli motor yağı |
|
|
kirli para kazanan kimse |
|
|
kirli |
1. dirty, soiled, filthy; polluted. 2. blemished, sullied {honor}. 3. {woman} who is having a period, menstruating. 4. dull, indistinct, gray {light}. 5. dirty laundry.
kirliye atmak /ı/ to put {dirty clothes} in the laundry bag or basket.
kirli çamaşır 1. dirty clothes, dirty laundry. 2. dirty linen, misdeeds.
kirli çamaşırlarını ortaya dökmek/çıkarmak /ın/ to reveal {someone´s} misdeeds, wash {someone´s} dirty linen in public.
kirli çıkı/çıkın wealthy miser.
kirli hanım peyniri a soft white cheese.
kirli kokoş colloq. filthy, smelly child.
kirli sepeti dirty-clothes basket/hamper, dirty-laundry basket/hamper. |
|
kirli |
* dirty, soiled, filthy; polluted.
* blemished, sullied {honor}.
* {woman} who is having a period, menstruating.
* dull, indistinct, gray {light}.
* dirty laundry. |
|
kirli çamaşır |
* dirty clothes, dirty laundry.
* dirty linen, misdeeds. |
|
kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak |
kirli çamaşırlarını ortaya dökmek/çıkarmak
* to reveal {someone's} misdeeds, wash {someone's} dirty linen in public. |
|
kirli çamaşırlarını ortaya dökmek |
kirli çamaşırlarını ortaya dökmek/çıkarmak
* to reveal {someone's} misdeeds, wash {someone's} dirty linen in public. |
|
kirli çıkı |
kirli çıkı/çıkın
* wealthy miser. |
|
|