kayıp |
- [A] lost, missing, gone
- [N] loss, decrement, forfeit, sacrifice
|
|
Kayıp eşya bürosuna baktınız mı? |
- [PHR] lost-and-found: Have you checked the lost-and-found?
|
|
Kayıp eşya bürosuna gitmelisiniz. |
- [PHR] lost-and-found: You should check the lost-and-found.
|
|
Kayıp eşya bürosu nerede? |
- [PHR] lost-and-found: Where is the lost-and-found?
|
|
Kayıp mı? |
- [PHR] miss: What is missing?
|
|
kayıp çocuk |
|
|
kayıp düşmek |
|
|
kayıp eşya |
|
|
kayıp eşya bürosu |
- [N] lost-and-found, left-luggage office
|
|
kayıp eşya dolabı |
|
|
kayıp içine düşmek |
|
|
kayıp (ölüm) |
|
|
kişisel ilân sütunu (kayıp vb.) |
|
|
mesleki kayıp |
|
|
kayıp |
,-ybı 1. loss. 2. lost person; lost thing. 3. mil. soldier reported as missing in action. 4. lost, missing.
__lara karışmak {for someone} to disappear, not to be seen for some time. |
|
ağır kayıp |
* heavy casualties. |
|
kayıp |
kay[bı]
* loss.
* lost person; lost thing.
askeri
* soldier reported as missing in action.
* lost, missing. |
|
kayıp git |
come away |
|
kaybet |
lose |
|
kayıp eşya bürosu |
lose office |
|