dörtlü kanca |
|
|
kanca |
- [N] barb, catch, crampiron, crook, grapnel, grapple, hook: grappling hook, iron: grappling iron, holdfast, hook
|
|
kanca burun |
- [N] hawk nose, nose: Roman nose
|
|
kanca burunlu |
- [A] hawk-nosed, hook-nosed
|
|
kanca burun ve çene |
|
|
kanca gibi |
|
|
kanca ile tutunmak |
|
|
kanca ile yakalamak |
|
|
kanca şeklinde |
|
|
kıvır kıvır |
- [A] curly, frizzy, frizzly, wooly, woolly
|
|
kanca |
1. grappling hook, grapnel. 2. kettle hook {in a hearth}. 3. hook. 4. hooked clasp.
kancayı takmak/atmak /a/ 1. to pester, pick on. 2. to wish {someone} bad luck. |
|
kıvır kıvır |
in curls.
kıvır kıvır oynamak to bump and grind {while dancing}.
kıvır kıvır yapmak /ı/ to curl, frizz.
kıvır kıvır yürümek to wriggle one´s hips as one walks. |
|
kıvır zıvır |
colloq. 1. trifling, piddling. 2. oddly assorted, picked up at random. 3. odds and ends. |
|
Anca beraber, kanca beraber. |
konuşma dili
* We will stick together through thick and thin. |
|
kanca |
* grappling hook, grapnel.
* kettle hook {in a hearth}.
* hook.
* hooked clasp. |
|
kıvır kıvır |
* in curls. |
|
kıvır kıvır oynamak |
* to bump and grind {while dancing}. |
|
kıvır kıvır yapmak |
* to curl, frizz. |
|
kıvır kıvır yürümek |
* to wriggle one's hips as one walks. |
|
kıvır zıvır |
konuşma dili
* trifling, piddling.
* oddly assorted, picked up at random.
* odds and ends. |
|
|