gelişme engelli çocuk |
- [N] child: retarded child
|
|
erken gelişme |
- [N] forwardness, precocity, precociousness
|
|
fiziksel ve ruhsal gelişme bozukluğu |
|
|
gelişme |
- [A] formative
- [N] development, strides, growing, improvement, advancement, progress, growth, advance, amelioration, budding, expansion, flourish, headway, inflorescence, pickup
|
|
gelişme çağındaki beceriksiz genç |
|
|
gelişme çağında olan |
|
|
gelişme dönemi ağrıları |
|
|
gelişme göstermek |
|
|
gelişme göstermemek |
- [V] headway: make no headway
|
|
gelişme göstermeyen |
|
|
gelişme ile ilgili |
|
|
gelişme kaydetmek |
- [N] progress: make progress
|
|
gelişme sağlayan kimse |
|
|
hızlı gelişme içerisinde |
- [ADV] stride: with rapid strides
|
|
kanser gibi kötücül gelişme |
|
|
yaşının gerisinde gelişme gösteren kimse |
- [N] developer: late developer
|
|
gelişme |
1. developing, development, growing up, growth; growing healthy; maturing. 2. development, making progress, improvement. 3. lit. development {of plot, theme, argument, thesis, etc.}.
gelişmeler developments, events, happenings. |
|
gelişme |
* developing, development, growing up, growth; growing healthy; maturing.
* development, making progress, improvement.
edebiyat
* development {of plot, theme, argument, thesis, etc.}. |
|
durdurulmuş gelişme |
arrested development |
|
geliştir |
buck up |
|
|