İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
silence! |
{'saıləns}
- [INTRJ] sessizlik!, susun!
|
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
dead silence |
- [N] tam sessizlik, ölüm sessizliği
|
|
endure in silence |
|
|
observe silence |
|
|
pass over in silence |
- [V] sessizce üzerinden geçmek
|
|
religious silence |
|
|
silence |
{'saıləns}
- [N] sessizlik, ses çıkarmama, sükut, susma, suskunluk, sır tutma
- [V] susturmak, bastırmak, ateşkese zorlamak
|
|
in silence |
- [ADV] sessizce, ses çıkarmadan
|
|
silence gives consent |
- [PHR] sessiz kalmak kabul etmektir, ses çıkarmamak kabul etmektir
|
|
silence is golden |
|
|
cone of silence |
aydınlatılmamış koni |
|
deathly silence |
ölümsü bir sessizlik. |
|
lapse into silence |
sessizliğe gömülmek. |
|
reduce s.o. to silence |
birini susturmak, birinin sesini kestirmek. |
|
reduce s.o. to silence |
birini susturmak, birinin sesini kestirmek. |
|
silence |
i.
f. sessizlik, sükut; zikretmeyiş, bahsetmeyiş; ketumiyet, sır saklama; sükunet, huzur; müz. es;
f. susturmak, sesini kestirmek, sükut ettirmek; ask. bastırmak, ateş kesmeye mecbur etmek; yatıştırmak. Silence gives consent Sükut ikrardan gelir. |
|
silence |
i. sessizlik, sükût: They sat in silence. Sessizlik içinde oturdular.
f. susturmak. |
|
Silence ensued. |
Onu sessizlik izledi. |
|
deathly silence |
* ölümsü bir sessizlik. |
|
lapse into silence |
* sessizliğe gömülmek. |
|
reduce someone to silence |
* birini susturmak, birinin sesini kestirmek. |
|
|
|