 İngilizce » Türkçe  İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| May I offer you a drink? |
- [PHR] içki: Size bir içki ikram edebilir miyim?
|
|
| offer an excuse |
- [V] özür dilemek, mazeret göstermek
|
|
| offer |
 {'ɒfər, 'ɔ:fər}
- [N] teklif, öneri, sunum, arz, satış: satışa çıkarma, adak, bağış, sunma
- [V] teklif etmek, sunmak, ikram etmek, vermek, arzetmek, bildirmek, açmak {savaş}, ortaya çıkmak, adamak
|
|
| on offer |
|
|
| repel an offer |
- [V] teklifi geri çevirmek
|
|
| offer resistance |
- [V] karşı koymak, dayanmak, direnmek
|
|
| special offer |
- [N] özel teklif, özel indirim, ucuzluk
|
|
| May I offer you our wine list? |
- [PHR] şarap: Şarap menümüzü görmek ister misiniz?
|
|
| firm offer |
tic. kesin teklif. |
|
| offer |
f.
1. teklif etmek, önermek.
2. vermek, sağlamak.
3. sunmak, takdim etmek, arzetmek.
4. ikram etmek, sunmak.
i.
1. teklif, öneri.
2. fiyat teklifi. |
|
| offer |
{f.} takdim etmek, arzetmek, sunmak; teklif etmek, {fiyat} vermek; göstermek; meydana çıkmak görünmek, gözükmek. offer battle savaş açmak. offer for sale satılığa çıkarmak. offer resistance karşı koymak. |
|
| offer |
{i.} teklif; fiyat teklifi. |
|
| offer |
sunmak |
|
| offer battle |
savaş açmak. |
|
| offer for sale |
satılığa çıkarmak. |
|
| offer resistance |
karşı koymak. |
|
| snap up an offer |
| | |
