İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
prep |
{prep}
- [A] hazırlık okulu {üniv.}, hazırlık öğrencisi {üniv.}, özel ilkokul (Brit.), ev ödevi (Brit.)
|
|
prep |
kıs. preparatory, preposition. |
|
prep |
s. k.dili hazırlayıcı. |
|
prep |
s. k. dili hazırlayıcı, hazırlık.
i. İng. ev ödevi. |
|
prep |
kıs. preparatory, preposition. |
|
prep school |
1. kolej, özel ortaokul ve lise. 2. İng. koleje hazırlayan özel okul. |
|
prep |
prep
prep
Sıfat, colloquial
* hazırlayıcı, hazırlık.
İsim, British
* ev ödevi. |
|
prep school |
* kolej, özel ortaokul ve lise.
British
* koleje hazırlayan özel okul. |
|
prep. |
prep.
abbreviation
·"preparatory"
"preposition" |
|
prep |
{kıs.} preparatory, preposition. |
|
prep |
{k. dili} hazırlayıcı. |
|
prep |
hazırlayıcı |
|
prep school |
hazırlık okulu |
|
prep |
ev ödevi |
|
prep |
ders çalışma |
|
prep |
derse hazırlanma |
|
prep |
hazırlık okulu {üniv.}, hazırlık öğrencisi {üniv.}, özel ilkokul (brit.), ev ödevi (brit.) |
s. |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
aklı bir karış havada |
- [A] light-headed, flighty
|
|
birbirine karışma |
- [N] intermixture, amalgam
|
|
kafası karışma |
|
|
karış |
|
|
karışma |
- [N] interference, involvement, meddling, mixing, mix, embroilment, interposition, intervention, mixture
|
|
karışma! |
- [INTRJ] mind your own business!
|
|
Sen karışma! |
- [INTRJ] business: None of your business
|
|
lâfa karışma |
|
|
karış |
span, handspan.
__ karış 1. every inch {of a place}. 2. over every inch {of it}. 3. with a fine-tooth comb, very carefully.
__ karış dili var. colloq. He´s/She´s very sassy. |
|
karışma |
1. mixing, mingling. 2. interference, meddling. 3. med. complication. |
|
ağzı bir karış açık kalmak |
ağzı {bir karış} açık kalmak
* to gape with astonishment. |
|
aklı başından bir karış yukarı |
aklı başından bir karış yukarı/yukarıda
* impulsive, rash, impetuous, {someone} who does the first thing that comes into his head. |
|
aklı başından bir karış yukarıda |
aklı başından bir karış yukarı/yukarıda
* impulsive, rash, impetuous, {someone} who does the first thing that comes into his head. |
|
bir karış |
* very short; very few. |
|
dil bir karış |
* impudent, rude in his/her replies. |
|
dili bir karış dışarı çıkmak |
* to pant {from overexertion/thirst}. |
|
karış |
* span, handspan. |
|
karış karış |
* every inch {of a place}.
* over every inch {of it}.
* with a fine-tooth comb, very carefully. |
|
Karış karış dili var. |
konuşma dili
* He's/She's very sassy. |
|
karışma |
* mixing, mingling.
* interference, meddling.
tıbbi
* complication. |
|
|
|