İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
prep |
{prep}
- [A] hazırlık okulu {üniv.}, hazırlık öğrencisi {üniv.}, özel ilkokul (Brit.), ev ödevi (Brit.)
|
|
prep |
kıs. preparatory, preposition. |
|
prep |
s. k.dili hazırlayıcı. |
|
prep |
s. k. dili hazırlayıcı, hazırlık.
i. İng. ev ödevi. |
|
prep |
kıs. preparatory, preposition. |
|
prep school |
1. kolej, özel ortaokul ve lise. 2. İng. koleje hazırlayan özel okul. |
|
prep |
prep
prep
Sıfat, colloquial
* hazırlayıcı, hazırlık.
İsim, British
* ev ödevi. |
|
prep school |
* kolej, özel ortaokul ve lise.
British
* koleje hazırlayan özel okul. |
|
prep. |
prep.
abbreviation
·"preparatory"
"preposition" |
|
prep |
{kıs.} preparatory, preposition. |
|
prep |
{k. dili} hazırlayıcı. |
|
prep |
hazırlayıcı |
|
prep school |
hazırlık okulu |
|
prep |
ev ödevi |
|
prep |
ders çalışma |
|
prep |
derse hazırlanma |
|
prep |
hazırlık okulu {üniv.}, hazırlık öğrencisi {üniv.}, özel ilkokul (brit.), ev ödevi (brit.) |
s. |
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı |
birden gelişen |
|
|
birden gelişen |
|
tıp. |
daha ileri |
|
|
daha ileri! |
|
|
daha ileri gitmek |
- [V] outrange, outreach, outstrip
|
|
fazla ileri gitmek |
- [V] extreme: go to extremes, overshoot the mark, overshoot oneself
|
|
gelişen |
- [A] developing, progressive, growing, booming, crescent, rising, thriving
|
|
gelişen ülke |
|
|
haklı neden ileri sürmek |
|
|
ısrarla ileri sürmek |
|
|
ileri |
- [A] advanced, high, higher, sophisticated, ahead, forward, onward
- [ADV] forward, forwards, further, along, forth, onward, onwards, forrader
|
|
ileri alan oyuncusu |
|
|
ileri almak |
- [V] set forward, put forward, advance, put on
|
|
ileri atılma |
|
|
ileri bir tarihe atmak |
|
|
ileri fırlama (at) |
|
|
ileri gelen |
- [A] leading, top-line
- [N] topliner, notable, magnate, high-up, doctor
|
|
ileri gelenler |
- [N] front-bencher, notables, establishment: the establishment, great: the great
|
|
ileri gelmek |
- [V] arise from, result from, base: be based on, derive: be derived from, rest on, come, root in, set forth
|
|
ileri geri |
- [ADV] backwards and forwards, back and forth, to and fro
|
|
|
|