Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
n.bitişik:v.bitiştir:prep.birleştirerek adjoining

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
prep Dinle! {prep}
  • [A] hazırlık okulu {üniv.}, hazırlık öğrencisi {üniv.}, özel ilkokul (Brit.), ev ödevi (Brit.)
prep kıs. preparatory, preposition.
prep s. k.dili hazırlayıcı.
prep s. k. dili hazırlayıcı, hazırlık.

i. İng. ev ödevi.
prep kıs. preparatory, preposition.
prep school
1. kolej, özel ortaokul ve lise.
2. İng. koleje hazırlayan özel okul.
prep prep prep Sıfat, colloquial * hazırlayıcı, hazırlık. İsim, British * ev ödevi.
prep school * kolej, özel ortaokul ve lise. British * koleje hazırlayan özel okul.
prep. prep. abbreviation ·"preparatory" "preposition"
prep {kıs.} preparatory, preposition.
prep {k. dili} hazırlayıcı.
prep hazırlayıcı
prep school hazırlık okulu
prep ev ödevi
prep ders çalışma
prep derse hazırlanma
prep hazırlık okulu {üniv.}, hazırlık öğrencisi {üniv.}, özel ilkokul (brit.), ev ödevi (brit.) s.

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
beynin omuriliğe bitişik kısmı
  • [N] medulla oblongata
bir duvarı bitişik ev
  • [N] semidetached house, semidetached
birleştirerek
  • [ADV] conjunctively
bitişik
  • [A] adjacent, next-door, next, neighboring, neighbouring (Brit.), adjoined, adjoining, attached, close, conjunct, connate, connected, contiguous, juxtapose: juxtaposed to, neighbor, neighbour (Brit.)
  • [ADV] next door
  • [PREP] near
bitişik el yazısı
  • [N] running hand
bitişik komşu
  • [ADV] next door
  • [N] neighbor: next-door neighbor
bitişik oda
  • [ADV] next door
bitişik olma
  • [N] adjacency, juxtaposition
bitişik olmak
  • [V] touching: be touching, abut, adjoin, border, neighbor, neighbour (Brit.), touch
bitişik olmayan
  • [A] discontiguous
eve bitişik tarla
  • [N] croft
notaları birleştirerek çalmak
  • [V] slur
bitişik
1. adjacent, adjoining, neighboring, next; contiguous.
2. {things} which are attached to each other, which have grown together: bitişik ikizler Siamese twins.
3. next-door neighbor; the house next door: O kız bitişikte oturuyor. That girl lives next door.
bitişik * adjacent, adjoining, neighboring, next; contiguous. * {things} which are attached to each other, which have grown together. * next-door neighbor; the house next door: O kız bitişikte oturuyor. That girl lives next door.
bitişik nizam * {building} that has no space between it and the buildings on either side of it.
bitişik nizam olmayan * detached {building}.
n.çok olan:v.dolu ol:prep.dolu olarak abounding
bitişik ol abut
bitişik ol abut on
n.bitişik:v.dayan:prep.dayanarak abutting