boiled shirt |
- [N] resmi günlerde giyilen gömlek
|
|
cellular shirt |
- [N] ajurlu trikodan gömlek
|
|
puffy shirt |
- [N] kabarık gömlek, korsan gömleği
|
|
shirt |
{ʃɜ:rt}
|
|
dress shirt |
|
|
get smb.'s shirt out |
- [ID] çok kızdırmak, sinirlendirmek, tepesini attırmak
|
|
keep one's shirt on |
- [ID] bluzsinirlerine hakim olmak, soğukkanlılığını korumak
|
|
polo shirt |
- [N] yaka: polo yaka {tişört}
|
|
Will you clean and press this shirt? |
- [PHR] gömlek: Bu gömleği temizleyip ütüler misiniz?
|
|
shirt blouse |
{,ʃɜ:rt'blaʋs}
|
|
shirt front |
{'ʃɜ:rt,frʌnt}
|
|
shirt-sleeve |
{'ʃɜ:rtsli:v}
|
|
in one's shirt-sleeves |
- [A] gömlekle, ceketsiz olarak
|
|
shirt-sleeve diplomacy |
|
|
stuffed shirt |
- [N] kendini bir şey sanan tip, kendini beğenmiş, ukala
|
|
tee-shirt |
{'ti:,ʃɜ:rt}
|
|
T-shirt |
{'ti:,ʃɜ:rt}
|
|
Do you have a T-shirt with views of the town? |
- [PHR] tişört: Bu şehirin manzarası olan tişörtünüz var mı?
|
|
give s.o. the shirt off one´s back |
çok cömert olmak. |
|
hair shirt |
1. kıldan yapılmış gömlek. |
|