Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
gray , grey {s.}, {i.}, {f.} gri, kurşuni, kül rengi, boz; ağartılmamış {çamaşır}; kır, ağarmış; eski, yaşlı; gri giysili; {i.} kurşuni renkte hayvan veya şey; {f.} ağartmak, ağarmak. gray matter {tıb.} gri madde, {k.dili} beyin, akıl. gray wolf bozkurt. grayness {i.} grilik, bozluk.
gray , grey gri, kurşuni, kül rengi, boz; ağartılmamış {çamaşı