dash |
{dæʃ}
- [N] hamle, hızlı koşma, hücum, saldırı, atılma, darbe, vurma, tire, bir tutam, bir yudum, bir damla, ataklık, atılganlık, gösteriş, kısa mesafeli koşu
- [V] vurmak, çarpmak, karalamak, atmak, savurmak, parçalamak, püskürtmek, fışkırtmak, sıçratmak, yıkmak, cesaretini kırmak
|
|
cut a dash |
- [V] hava atmak, çalım satmak
|
|
make a dash |
- [V] atılmak, fırlamak, saldırmak
|
|
dash down |
- [V] karalamak, çiziktirmek, acele ile yazmak
|
|
dash it! |
- [INTRJ] Allah kahretsin!, Allah belâsını versin!
|
|
dash off |
- [V] fırlayıp gitmek, karalamak, acele ile yazmak, çiziktirmek
|
|
dot-and-dash |
- [N] noktalar ve çizgiler, Mors alfabesi
|
|
dash |
f. 1. hızla koşmak: She dashed to the child´s rescue. Çocuğun imdadına koştu. 2. hızla ilerlemek, atılmak, fırlamak: I dashed to the window but saw nothing. Pencereye fırladım ama hiçbir şey görmedim. 3. vurmak, çarpmak, kırmak, parçalamak: He dashed down his broken weapon. Kırık silahını yere vurdu. He dashed the chair to pieces against the wall. Sandalyeyi duvara vurup parçaladı. 4. atmak, fırlatmak. 5. sıçratmak. 6. {umudunu} kırmak, suya düşürmek. 7. karıştırmak, katmak.
i. 1. ileri atılma, fırlama, hamle. 2. az bir miktar, bir tutam. 3. kısa mesafe koşusu. 4. canlılık, enerji. 5. tire, çizgi. |
|
dash |
i. kısa bir mesafeyi koşma; saldırma, fırlama, sıçrama; canlılık, enerji; tantana, gösteriş; çizgi, --- işareti, tire; herhangi bir şeye katılmış cüzi bir miktar, eser; iz, vuruş. |
|
dash |
f. hızlı koşmak; kısa mesafe koşmak; vurmak, çarpmak, kırmak, parçalamak; atmak, fırlatmak; sıçratmak; bozmak; karıştırmak, katmak; atılmak, kendini atmak, saldırmak, çarpmak; sıçramak. dash off acele gitmek, fırlamak. dash off a letter bir mektup karalamak. dash one,s hopes bir kimsenin ümitlerini klrmak, hayal kırıklığına uğratmak. dash to pieces çarpıp paramparça etmek. |
|
dash |
kısa çizgi |
|
dash |
uzun tire |
|
dash |
uzun çizgi |
|
Dash Dot |
Çizgi Nokta |
|
Dash Dot Dot |
Çizgi Nokta Nokta |
|
dash off |
acele gitmek, fırlamak. |
|
dash off a letter |
bir mektup karalamak. |
|
dash s.o.´s hopes |
bir kimsenin ümitlerini kırmak, birini hayal kırıklığına uğratmak. |
|
dash to pieces |
çarpıp paramparça etmek. |
|
dash water on one´s face |
yüzüne su çarpmak. |
|
|