Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
color, ing colour i. renk,boya;canIılık; yüz kızarması; belirgin özellik; düzme görünüş, maske; {çog}. bayrak, sancak. color photography renkli fotoğrafçılık. color sergeant tabur veya alay sancağını taşıyan çavuş. color wash renkli badana. bright color parlak renk, açık renk. change color sararmak, rengi atmak; yüzü kızarmak .complementary color eşit miktarda birbirine katılınca beyaz veya gri renk meydana getiren iki renk {msl. portakal rengi ile mavi} fast color solmaz renk, sabit renk. Iend color to {bahis veya fikre} gerçek izlenimi vermek. haul down the colors bayrak indirmek. Iocal color özellikle edebiyat ve sanatta belirtilen yöresel özellikler. off color istenilen renkten biraz farklı; kaba, müstehcen, münasebetsiz {hikâye, şaka}. primary collors ana renkler. show ones color asıl karakterini açığa vurmak. true colors içyüz. under color of bahanesiyle, kisvesi altında. under false colors sahte bir hüviyetle. water color suluboya. with flying colors parlak başarı ile. with the colors askerlikte.
color, ing colour renk,boya;canIılık; yüz kızarması; belirgin özelli