Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
be at one´s elbow yanı başında olmak, yanında olmak.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
elbow Dinle! {'elbəʋ}
  • [N] dirsek, dönemeç, dirsek biçiminde eğim
  • [V] dirsekle dürtmek, dirseklemek, itelemek, ite kaka yol açmak
at one's elbow
  • [ADV] elinin altında, yanıbaşında, yardım: yardıma hazır
elbow chair {'elbəʋ,tʃeər}
  • [N] koltuk
elbow grease {'elbəʋ,gri:s}
  • [N] cilalama, el emeği, ince iş
elbow out
  • [V] kovmak, atmak
elbow smb. out
  • [V] kovmak, atmak
elbow through
  • [V] ite kaka yol açmak
elbow i. dirsek.

f. dirsekle itmek/vurmak, dirseklemek; ite kaka yol açmak.
elbow f. dirsekle itmek veya vurmak; ite kaka yol açmak.
elbow i. dirsek; dirsek şekli. elbow grease k.dili alın teri, emek. at his elbow yanı başında, elinin altında. out at the elbows fakir, kılıksız, pejmürde, perişan. rub elbows with {tanınmış kimselerle} vakit geçirmek. up to the elbows çok meşgul, işi başından aşmış.
elbow dirsek
elbow dirsek {dalga kılavuzu}
elbow grease k. dili alın teri, emek.
be at one's elbow * yanı başında olmak, yanında olmak.
elbow el.bow el'bo İsim * dirsek. Fiil * dirsekle itmek veya vurmak, dirseklemek; ite kaka yol açmak.
elbow grease Konuşma dili * alın teri, emek.
elbow dirsek; dirsek şekli. elbow grease {k.dili.} alın
elbow dirsekle itmek veya vurmak; ite kaka yol açmak.
elbow dirsek
elbow grease emek