simmer |
{'sımər}
- [N] kaynama, kaynatma, patlama, patlayacak hale gelme, galeyan
- [V] içten içe kaynamak, yavaş yavaş kaynamak, patlamak üzere olmak, içten içe kaynatmak, galeyana getirmek
|
|
keep at a simmer |
- [V] kaynatmak, yavaş yavaş kaynatmak
|
|
simmer down |
- [V] sakinleşmek, yatışmak
|
|
simmer |
f. 1. {kaynama noktasının biraz altında bir derecede} pişmek/pişirmek. 2. {gizli bir iş} kaynamak. 3. with {öfke v.b. duygularla} {için için} kaynamak, dolu olmak. |
|
simmer |
f,
i. ateşte ağır ağır kaynamak; kaynar hale gelmek; hafif heyecan içinde bulunmak; kaynama derecesinin birkaç derece altında pişirmek;
i. öfke veya coşkunluktan patlar hale gelme; hiddeti zapt etme hali. simmer down k.dili. yavaş yavaş hafiflemek, yatışmak; ağır ağır kaynayarak azalmak. |
|
simmer |
sim.mer
sîm'ır
Fiil
* {kaynama noktasının biraz altında bir derecede} pişmek veya pişirmek.
* {gizli bir iş} kaynamak.
* [with] {öfke v.b. duygularla} {için için} kaynamak, dolu olmak. |
|
simmer |
ateşte ağır ağır kaynamak; kaynar hale gelmek; haf |
|
simmer |
kaynat |
|
simmer down |
sakinleş |
|
simmer |
yavaş yavaş kaynamak |
|
simmer |
yavaş yavaş kaynatmak |
|
simmer |
{with ile} dolup taşmak |
|
simmer |
kudurmak |
|
simmer |
köpürmek |
|
simmer |
coşmak |
|
keep at a simmer |
kaynatmak, yavaş yavaş kaynatmak |
f. |
simmer down |
sakinleşmek, yatışmak |
|
|