Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
şiddetli
  • [A] strong, heavy, harsh, sharp, acute, severe, violent, vehement, drastic, stern, astringent, bitter, brutal, burning, cast-iron, consuming, deep, exquisite, extreme, ferocious, flaming, flash, forceful, frenetic, frenzied, fulminant, furious, gusty, hard, high, hot, impetuous, intemperate, intense, intensive, ironclad, keen, profound, rigorous, round, slashing, sledgehammer, smacking, smart, smashing, spanking, splitting, stand-up, stinging, stormy, strenuous, sweeping, tempestuous, torrential, vicious, vigorous, virulent, fucking (sl.)
şiddetli
1. intense; severe, violent; vehement; passionate.
2. violently, severely.
3. vehemently; passionately, with great feeling.

şiddetli geçimsizlik law extreme incompatibility {a ground for divorce}.
şiddetli * intense; severe, violent; vehement; passionate. * violently, severely. * vehemently; passionately, with great feeling.
şiddetli vehement
şiddetli boisterous

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
şiddetli karın ağrısı
  • [N] pain: griping pains
şiddetli alkışlar
  • [N] applause: shouts of applause
ani ve şiddetli rüzgâr
  • [N] squall
cezalandırma (şiddetli)
  • [N] chastisement
çok şiddetli
  • [A] towering
şiddetli hava koşulları
  • [N] weather: severe weather
kısa süren şiddetli rüzgâr
  • [N] scud
kısa ve şiddetli yağış
  • [N] flurry
şiddetli açlık
  • [N] ravenous hunger
şiddetli akıntı
  • [N] shoot
şiddetli arzu
  • [N] consuming desire
şiddetli biçimde
  • [ADV] intensely
şiddetli çatışma
  • [N] close fight
şiddetli esmek
  • [V] storm, rush, rage
şiddetli geçimsizlik
  • [N] irretrievable breakdown of marriage
şiddetli istek
  • [N] thirst
şiddetli met hareketi
  • [N] springtide
şiddetli mücadele
  • [N] warm work
şiddetli olmak
  • [V] rage
şiddetli rüzgâr
  • [N] strong wind, blast, gale