Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
Mark Dinle! {mɑ:rk}
  • [NPR] Markos
mark Dinle! {mɑ:rk}
  • [N] işaret, damga, iz, marka, belirti, not, çizgi, puan, hedef, nişan
  • [V] işaretlemek, damgalamak, çizmek, not vermek, mimlemek, dikkat: dikkate almak
mark i.
1. işaret, marka, alamet.
2. damga.
3. iz.
4. nişan, hedef.
5. norm, standart.
6. ün, şöhret.
7. {derste} not, numara.
8. leke; çizik.
9. yara yeri, iz.
10. spor başlama çizgisi.
11. k. dili av, saf kimse.
mark f.
1. işaretlemek.
2. damga vurmak, damgalamak.
3. göstermek, belirtmek.
4. çizmek, yazmak.
5. not vermek.
6. dikkat etmek, dikkate almak, hesaba katmak.
7. etiketlemek.
mark i. mark, Alman markı.

Türkçe » İngilizce Yukarı
mark ,-kı mark {monetary unit of Germany}.
mark mark[ı] * mark {monetary unit of Germany}.
mark mark

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
assay mark
  • [N] ayar damgası
black mark
  • [N] kara leke
chalk mark
  • [N] tebeşir işareti
demerit mark
  • [N] uyarı
mark an era
  • [V] çığır açmak
exclamation mark
  • [N] ünlem işareti
fox mark
  • [N] rutubet lekesi
hall mark {'hɔ:l,mɑ:rk}
  • [N] özellik, resmı ayar damgası
identification mark
  • [N] kimlik belirlemeye yarayan iz, tanıtıcı iz, marka
interrogation mark
  • [N] soru işareti
kite mark
  • [N] uçurtma şeklinde kalite damgası
bad mark
  • [N] kötü not, zayıf
distinguishing mark
  • [N] işaret, işaret: ayırt edici işaret
high mark
  • [N] yüksek not
hit the mark
  • [ID] başarmak, hedefi vurmak, isabet ettirmek
make one's mark
  • [ID] ünlü olmak, şöhret kazanmak
miss the mark
  • [ID] hedefi vuramamak, ıskalamak, konu dışı olmak
of mark
  • [A] meşhur, ünlü
on the mark
  • [A] isabetli
mark down
  • [V] ucuzlatmak, düşürmek