İngilizce » Türkçe |
Yukarı |
din |
{dın}
- [N] gürültü, şamata
- [V] kafasını şişirmek, tekrar tekrar söylemek, söyleyip durmak, gürültü etmek, çınlamak, gürlemek, yankılanmak
|
|
din |
i.
f. {ned, ning} gürültü, patırtı, şamata;
f. gürültü ile söylemek, tekrar tekrar söylemek; gürültü etmek. din into tekrar tekrar söyleyerek kafasına sokmak. |
|
din |
i. kıs. Deutsche Industrienor men Alman Sanayi Standartları; {foto}. filmin ışığa karşı hassasiyet ölçüsü. |
|
din |
i. gürültü, patırtı. |
|
din |
din
dîn
İsim
* gürültü, patırtı. |
|
|
Türkçe » İngilizce |
Yukarı |
din |
- [A] religious
- [N] religion, faith, persuasion
|
|
din |
1.religion; belief, faith. 2. a religion. 3. one´s commitment.
din adamı religious functionary.
dini bir uğruna for the sake of Islam.
dini bütün sincerely religious, entirely given to the Islamic faith and observing its laws. din değiştirmek/
dininden dönmek to change one´s religion.
dininden döner, davasından dönmez. colloq. He would sooner give up his religion than his cause.
dinim hakkı için I swear by my faith.
dinden imandan çıkmak to get angry and swear.
din iman hak getire. colloq. There´s not a spot of religion in him.
dini imanı para. colloq. He lives and breathes money.
dinine yandığım colloq. damned. |
|
din |
distant, far-off, remote.
din doruğu/tepesi a far-off place. |
|
din |
phys. dyne. |
|
din |
* religion; belief, faith.
* a religion.
* one's commitment. |
|
|
|